Amed
ile Bismil arasıda engebesi az 50 kilometrelik yol Dersim-Amed arasındaki
rampalı ve virajlı yollardan sonra bize çerez gibi geldi. Saat yedide Amed'en
yola çıktık. Dokuz bucukta Bismil'deydik. Görüşme saatini tutturmak için yolda
oyalandık. Saat Onda Bismil'e Giriş yaptık.
İlçe
girişinde düdüklerimizi öttürüp "Dicle Fırat özgür akacak!" "Baraja inat yaşasın
hayat!" "Biji Bajaran ekolojik!" sloganları atıp Bismil belediyesinin önüne
gittik. Belediye başkanı Songül Hanım bizi makamında karşıladı. Sohbet
esnasında Bismil'in bölgenin tahıl ambarı olduğunu vurguladık. çevre kentlere
bolluk dağıtan Bismil Ovasının yoğun şekilde kullanıla böçekle mücadele
ilaçları, gübre yüzünden hastalık dağıtmaya başladığıını konuşituk. Ayrıca
GDO'lu ve Hibrit tohumlarınınn önümüzdeki on yıl içinde ne tür sağlık sorunları
yaşatacağıı bilemeyeceğimizi. Bitki çeşitliliğiini yok etmenin yanı sır
kısır olan bu tohumların çiftçi uluslar arası şirketlere bağımlı kıldığıını
anlattık.
Sohbet
sonrası basın açıklamasını belediye binasının önünde yaptık.
BASINA
VE KAMUOYUNA
Bir
Kılam çekti bizi Bismil’e . Filîtê Qito kılamı. Kılam’da Etmankî
aşiretinin Serhad’dan Bismile gelip hayvanlarını tahılla takas ettiği
geçer. Klamdan Bismil ovasının çevresindeki kentleri doyurmakla
kalmadığını, ulaşımın atla deveyle yapıldığı yıllarda bile Serhat’ın tahıl
ihtiyacını karşıladığını anlıyor, Zehirli ilaçlar, gübreler kullanmadan
da Bismil de yapılan tarımın bereketinin bölgeyi doyurduğunu öğreniyoruz. Oysa
bugün Bismil’de toprağa kısır hibrit tohumlar düşmekte. Atadan kalma tohumları
ise hızla yitirmekteyiz. Hibrit tohumlar daha fazla ürün ve dayanıklılık
vaat etse de atadan kalan tohumlar bittiğinde fiyatını uluslar arası
şirketlerin belirlediği patentli tohumlara, suni gübreye ve tarım ilaçlarına
mahkum olacağız. Bu mahkumiyete bağlı tarımsal borçlanmanın yarattığı bunalım
Hindistan da on binden fazla tarım işçisinin intihar etmesine neden oldu. Bizde
de uzun vadede de küçük ve orta büyüklükteki tarım işletmelerinin iflasına ve
köylerin yok olmasına neden olacak. Ayrıca dünyanın en büyük leylek
kolonisinin bulunduğu topraklarda doğal hayat da bitecek.
Bu
tuzağa düşmemek için ilgili kurum ve kuruluşlar çiftçiye gerekli bilgilendirme
yapmalı. Farkındalık yaratan etkinlikler düzenlemeliler. Bismil’in şifalı
toprakları kanser, çölyak hastalığı gibi binlerce ölümcül hastalığın taşıyıcısı
katil besinleri üretmemeli. Şifa dağıtan doğallığı bozulmamış ürünler
ürettiğimiz zamanlara geri dönmeliyiz. Ekolojik yaşamı medeniyetlerin kurulduğu
topraklarda kurmalı ve yaymalıyız.
Daha
fazla Vakit kaybetme lüksümüz yok. Bir an önce bize yaşam yerine ölüm dağıtan
yiyeceklerden vazgeçmeliyiz. Ayrıca doğayla uyumlu karbon izi olmayan,
üretken kentler, kasabalar ve eko köyler kurmaya başlamalıyız. Doğrudan
demokrasinin ve dayanışma kültürünün hakim olduğu hiyerarşi ve tahakküm karşıtı
başka bir hayatı ekolojik yıkımlara inat, bu topraklarda yeniden örmeliyiz.
Akşam saat sekizde İbrahim Oruç parkında Yerkürenin bahcıvanı belgesel gösterimini yaptık. Permakültürün sürdülebilir ev tasarımı hakkındaki film alt yazılı olduğundan simultane çeviri yaptık. Filmin ardından Ayşegül Akyüz tohum takas şenlikleri hakkında kouşma yaptı. tohum takasının gerekliliğii hibrit ve GDO'lu tohumların sonuçları hakkında halkla sohbet ettik.
Bismil fotoğraf albümü : https://www.facebook.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder